Facebook Twitter Youtube Instagram Spotify
Yazıları Italian Musiche, Musica Jazz, Il Sismografo, Nerosubianco, French Improcaz, Canadian Coda, Austrian Jazz Live, English Avant ve American Signal To Noise gibi birçok dergide yer alan İtalyan caz tarihçisi ve gazeteci Francesco Martinelli, 1976-1982 yılları arasında CRIM (Emprovize Müzik Araştırma Merkezi) ile Piza Caz Festivali'ni organize etti. 1982'de CRIM'in dağılmasına rağmen festival ve konser organizasyonlarına devam eden Martinelli, 1998'den beri Roma Controindicazioni Festivali'nin yöneticiliğini de yapmaktadır.
BÜ+ tarafından düzenlenen “Kennedy Caz” etkinlikleri kapsamında; konserlerin yanı sıra bahar döneminde caz müziğine ilişkin söyleşiler serisi başladı. Serinin ilk konuğu; Siena Caz Arşivi yönetmeni, İzmir Caz Festivali de dâhil olmak üzere pek çok uluslararası caz etkinliğine danışmanlık yapan, yazar ve akademisyen Francesco Martinelli, 29 Mart günü Özger Arnas’ta toplanan yaklaşık 40 kişilik kalabalıkla birlikte caz müzik tarihinde gizli kalmış kadınların izini sürdü.
“Ladies Swing The Blues - Female Musicians Unsung Contributio To Jazz“ başlıklı yaklaşık bir saatlik sunumunda, Martinelli 1920’lerden 60’llı yılların sonlarına, cazda geleneksel tarih yaklaşımlarının dışına çıkarak caz müziğine ve dönemin sosyolojik dokusuna katkıda bulunan kadın cazcılar konusunda bilgiler aktardı. Caz müziğinin ardındaki gizli kadın kahramanların orijinal kayıtlarını katılımcılarla paylaştı.
1920’lerde ABD’de başlayan, kadınların sosyal ve kültürel hayatta daha fazla yer almasına ilişkin hareketlere paralel olarak, gösteri dünyasında kadın müzisyenlerin ve cazcıların ilk kez yer almaya başladıklarını ifade eden Martinelli; Amerikalı çift; Vernon ve Irene Castel’ın Fokstrot dansı ile yepyeni bir çığır açtığına değindi.
İlk plağını 1923'te dolduran Mamie Smith’in ise zamanın en büyük caz ustalarıyla plak doldurduğu 1924-1928 yılları arasında büyük ün kazandığını ve yaşadığı sırada "Blues İmparatoriçesi" adıyla tanındığını anlatan Martinelli, Smith’in şarkılarında bütün bir Amerikalı zenci kuşağının umutlarını ve hayal kırıklıklarını dile getiren ilk afro-amerikan kadın caz ustası olduğunu söyledi.
Sunumda yer alan bilgilere göre, dönemin en önemli kadın cazcıları arasında yer alan isimlerden biri de Lillian ‘Lil’ Hardin. Louis Armastorng 1924 yılında grubun piyanisti ve aranjörü Lillian Hardin ile evlenir. Oldukça akıllı ve hırslı bir kadın olan Lillian eşini Oliver`in grubunda çalarak zamanını boşa harcadığı konusunda ikna eder ve aynı yılın sonunda Louis gruptan ayrılır. Armstrong çeşitli blues şarkıcılarıyla da kayıtlara girer ve Bessie Smith`in 1925`te yaptığı ölümsüz "St. Louis Blues" kaydında çalar. 1925 yılında yine eşinin ısrarıyla Chicago`ya geri döner ve bir müddet Lil Hardin Armstrong Band`de çaldıktan sonra ünlü Hot Five and Hot Seven gruplarını kurarak kendi adına kayıtlar yapmaya başlar.
1940’larda Swing’den Bop’a geçişte ise tarihi bir figür siyahi şarkıcı Mary Lou Williams karşımıza çıkıyor. “Jazz doğarken yaşamış harika bir piyanist” olarak betimlenen Williams, ABD’deki içki yasağı döneminde Kansas City’de dönemin en önemli ismi olarak anılıyor.
Savaş sırasında birçok erkek müzisyenin cepheye savaşmaya veya moral gösterilerine gitmesi ile “girls band”- kadın orkestralarını altın çağını yaşadığına dikkat çeken Martinelli, siyahi ve beyaz sanatçılardan oluşan ilk karma orkestra olan International Swethearts of Rythm’ın orijinal konser kayıtlarından oluşan bir dinletiyi de katılımcıların beğenisine sundu.